29 Mart 2016 Salı

GRİNİN ELLİ TONU – E.L.James


Çok konuşulan çok tartışılan bir hikaye. Duyduklarım nedeniyle okumayı hiç ama hiç düşünmediğim, hatta gereksiz bulduğum bir kitaptı. Bir akşam tesadüfen televizyonda filmine denk geldim. Kitabı okumayacağıma göre filmi izleyebilirim neymiş bakalım şu meşur hikaye dedim. Film beklediğimden daha ilginç çıktı. Ama kitapların filmlerden çok daha iyi olduğunu bildiğimden ve açıkçası biraz da meraktan ben en iyisi kitabını okuyayım dedim. Hiçbir beklenti içinde olmayarak başladım kitaba. 500 küsur sayfa göz açıp kapayana kadar bitti. Şaşırarak söylüyorum ben beğendim bu hikayeyi. Hatta ikincisini okumak için sabırsızlanıyorum diyebilirim.

Christian Grey çok yakışıklı, son derece snob, sırlarla dolu ve çok zengin bir genç iş adamı.Anastasia Steel ise üniversitenin edebiyat bölümünden mezun olmak üzere, utangaç, kendi halinde, daha önce hiç kimseyle bir ilişki yaşamamış, genç, güzel ve tecrübesiz bir genç hanım. Aslında tartışılan bölümlere rağmen romantik bir aşk hikayesi bu. Bu kitabı çok tartışılır hale getiren ise aralarındaki seksüel ilişkinin ve erotizmin yoğunluğu. Üçlemenin ilkinde öğrenemediğimiz Christian’ın büyük sırrı, “kırmızıacı odası”nın hikayesi, Anastasia’nın uyum sağlama çabaları, bence güzeldi. Christian neden kendisine dokunulmasını istemiyor, başından neler geçti, nasıl bu hale geldi? Bu sorulara yanıt bulamıyoruz okurken. Bir de Ana ile Cristian 500 sayfanın sonunda tahmin ettiğim üzere ayrılınca ikinci kitabı okumak için gayet geçerli olan nedenler tamamlandı.

Okurken sıkıldığım bölümler vardı elbette. Son derece uzun ve en ince ayrıntısına kadar anlatılan malum haller dışında bir aşk hikayesi zaten bu kadar merak uyandırıcıanlatılabilir. Hiç beklemiyordum ama sevdim. Herkes hoşlanmayabilir ama önyargılı davranmayın okuyun derim.